Yitirdiğimiz Öğrencimiz İlhan Kutlucan’a Mektup

04 Şubat 2011 Günü Yitirdiğimiz Öğrencimiz İlhan Kutlucan’a Mektup

Sevgili Yavrum,

Sınıfıma geldiğin ilk günü hatırlıyor musun? Nasıl da heyecanlıydın… “Oh be, bu sınıfa gelmem çok iyi oldu, galoş yaparım, daha iyi,” demiştin.

Serpil Öğretmenden sonra, sana göre, benim sınıfım çok rahat geldi tabii. Kısa sürede kendine yapacak işler buldun. “Ben artık galoş paketlerim, başka da bir iş yapmam,” dedin.

Uyumluydun yavrum, anlayışlı, kararlı, sevecen ve bana çok yardımcıydın. Bunun için sana minnettarım.

Birkaç gün sonra Tomris Hocam rutin ziyaretlerinden birini yapmak üzere birimimize geldi. Sen büyük bir heyecanla yanına gittin ve “Tomris Hocam, konuşabilir miyiz?” dedin. Bay Onno’nun odasındaki çalışma masasına oturdunuz ve sen, “Ben artık öğreneceğimi öğrendim. Okula arkadaşlarımla oyun oynamaya, mutlu olmaya geliyorum. İzin verin, playstation oynayayım,” dedin. Çünkü Hakan Ağabeyinin arkadaşı okulumuzu ziyarete geldiğinde seni çok sevmiş ve bize Playstation 2 cihazı ile size uygun oyunlarını hediye etmişti. Ben de sana belli sürelerde izin veriyordum ve sen bundan pek hoşlanıyordun.

Tomris Hocam önce şaşırdı. Daha sonra bana dönerek, “Kendini bu kadar güzel ifade edebilen birine benim cevabım ancak “Evet,” olabilir. Hocam aleti sınıfınıza alın, süre koyun, diğer arkadaşlarıyla ortaklaşa oynasın,” demişti ve sen ne kadar da mutlu olmuştun.

Senin hikayelerin o kadar çok ki, hangisinden bahsedeyim?..

Yine bir gün Halit Ergenç okulumuzu ziyaret etmişti ve sen koşarak yanına gittin ve ona, “Senin adın neydi?” diye sordun O da, “Halit,” dedi şaşkın şaşkın. Sen o kocaman sesinle, iri iri gözlerini açarak, “Şehrazat’a söyle, ben ona aşığım,” dedin ve hepimiz gülmeye başladık. Halit Bey de, “Söylerim, ama sen de adını söyle,” demişti. Senin sevincin, senin mutluluğun bu kadar kolay ve coşkuluydu yavrum…

Hani ortam sıkıntılı olduğu günlerde, hemen yanıma gelir, “Ümit Hocam, şarkı söyleyeyim mi, ya da Çaycı Hüseyin’in taklidini yapayım mı?” der ve hemen ortamı rahatlatmaya çalışırdın. Arkadaş ların da seni izler, onlar da sana katılmaya çalışırlardı. En çok sevdiğin “Dönülmez akşamın ufkundayız” şarkısını söylemeye başladığında, gözlerim nasıl da dolardı…

Sevgili yavrum, şu anda dönülmez akşamın ufkundasın. Rahat uyu, bir tanem. Kısacık hayatına çok şeyler sığdırdın. Sahnede tiyatron, sergi salonlarında fotoğrafların, herkese verdiğin o güzel ve temiz sevgin, dostluğun için sana teşekkür ediyorum. Kalbimizin köşesine öylesine yerleştin ki, seni hiç unutmayacağız. Gökyüzünde yıldızın hep parlasın. Her zaman kalbimizde olacaksın.

Tüm öğretmenlerinin adına,

Ümit Öğretmen (Ümit İnal)